FEKE, AHMET SEL VE AHHHHH AHHHHH!
Bu hafta sonunu Saimbeyli’de geçirdim. Uzun süredir de gitmiyordum. İşin doğrusu bayağı da özlemişim. Adana’nın sıcağından kaçıp Saimbeyli’de felekten iki gün de olsa çalmak çok iyi geldi. Gidip hayal kırıklığına uğradığınız, başka yerlerde yapılan çalışmalarla kıyasladığınızda başınız her ne kadar yere eğilse de memleketim insanının kaygısız kasavetsiz sade bir hayat sürmesindeki samimiyeti bir başka güzeldir. Hele Boyacılar Kralı Halloş’a ayakkabı boyatmak, kiraz satan tablacıların yanında oturup gelen geçene laf yetiştirmek, fırından çıkan taze pideyi ellerin yana yana alarak ucundan bir parça kopartmak bütün duygulara değer de artar bile. Bir de Obruk Şelalesi’ne gidip avuçla su içmesi yok mu, değme keyfi
Saimbeyli anlatmakla
bitmez. O duyguları yaşmak lazım. Ama yüreğinizi ortaya koyarak yaşayacaksınız.
Yoksa tenkit edecek o kadar çok şey bulursunuz ki sayfalar dolusu yazsanız az
gelir. Olumsuzlukları yazdığınız için size küsenlerin haddi hesabı kalmaz. Bu
günkü yazımda Saimbeyli’yi yazma niyetinde değilim. Konumuz Feke…
Demiştim ya
hafta sonu Saimbeyli’deydim. Memleket havasını derin derin soludum. Hafta sonu
ne çabuk geçti anlamadım. Galiba bizim memlekette gün yirmi dört saat değil.
Bir bakmışsınız gün doğmuş, bir bakmışsınız batmış. İki gün çok çabuk geçti.
Günü ve zamanı uzatabilmek için kendime bahaneler aradım. Ama zaman geldi
çattı. Akşamdan Adana’ya gelmem gerekirken sabah uykumdan fedakârlık edip sabah
namazı ile birlikte yola çıktım. Gün daha yüzünü göstermeden ben Feke’ye
gelmiştim.
Feke benim
için özel bir yer. 1996-97 yıllarında o ilçede görev yaptım. Allah bize kısmet
etti çok güzel eserlere imza atma fırsatı buldum. Orada çok güzel dostluklar
edindim. Güzel insanlar tanıdım. Memleketimle aynı kaderi paylaşan Feke’mizdeki
son yıllardaki yapılan çalışmaları yerinde görünce bahsetmeden geçemedim.
Sabahın alaca
karanlığıydı. Feke’yi geçtim. Feke-Kozan istikametindeki Bozat Gediği denen
yere geldim. Arabam arızalandı. Yolda kaldım. Kendi kendime arızayı gidermeye
çalıştımsa da başarmadım. Kendi arabamı Bozat Gediğinde bırakıp Kozan
istikametinden gelen ilk arabayla Feke’ye geldim. Esnaflar dükkânını yeni
açıyorlardı. İlk gördüğüm esnafla sarmaş dolaş olduk. Çünkü o beni ben de onu
tanıyordum.
Esnaf Ali;
“Hayırdır
Hocam bu sabahın köründe ne geziyorsun? ”dedi.
“Eee Ali
haberin yok mu, biz artık Fekeli olduk,” dedim.
Ali,
“Haklısın
hocam!” dedi.
Gülüştük.
Gerçekten de
kısa bir süre sonra haklılığım ortaya çıktı. Adliyenin önünde çok sayıda
Saimbeylili insanla karşılaştım. O insanları orda görünce üzülmedim desem yalan
olur. Esnaflardan değerli dostum Hasan Şener;
“Hocam ben
esnaf adamım. Elbette insanların Feke’ye gelmelerini isterim. Bize gelen her
insana biz bir şeyler satarız. Para da kazanırız. Ama bu benim içime
sinmiyor. Saimbeyli’den Adliye
teşkilatının kaldırılmasını ben hazmedemiyorum. Saimbeyli’nin bir kültürü var.
Dünyanın her yerinde Hacın konuşulur. Benim bir arkadaşım Suriye’ye gitmişti.
Orada çok yaşlı bir insanla karşılaşmış. O insan Türkçe konuşuyormuş benim
arkadaşa sormuş;
“Hemşerim sen
nerelisi?”
Benim arkadaş;
“Adanalıyım!
”demiş.
“Adana’nın
neresindensin?”
“Kozanlı’yım!”
diyen arkadaşıma o yaşlı adam;
“Hacın’ı bilin
mi? “demiş.
Arkadaşım ona;
“Bilirim!”
dediğinde,
“Ah Hacın Ah!”
diye iç çekmiş. Arkadaşımın anlattığına
göre o bir Hacı’lıymış.
Hacın böyle
bir yerdir hocam. Oraya sahip çıkamayanlar utansın! “dedi.
Belki
diyeceksiniz ki,
“Sen ne yaptın
Hocam?”
Ben de sadece
iç çektim.
“Ah Hacın ah!
Ah Saimbeyli ah!”
Esnaf Necip
Kaya kardeşim sabahın erken saatlerinde bana tamirci aradı. Beni arabası ile
Feke sokaklarında gezdirdi. Bir yandan tamirci ararken Feke’nin parke döşeli
sokaklarına hayran kaldım. Yıllar önce ana caddesinde bile yürürken geçen
arabalar üzerimize su sıçratırdı. Ara sokaklarda gezmeniz mümkün bile değildi.
Yüksek yerlerdeki insanlar içecek bir bardak su bile bulamazlardı. Bir eski
Feke’yi düşündüm, bir de şimdiki Feke’ye baktım. Feke şehirleşmeye karar
vermiş.
Ben Feke’de
görev yaparken, Ahmet Sel adında bir kütüphane müdürü vardı. Yıllar sonra
Feke’ye belediye başkanı oldu. O ilk belediye başkanı olduğunda doğrusunu
söylemek gerekirse bu kadar işler yapacağını hiç düşünmemiştim. Bir ben değil,
birçok Fekeli de Ahmet Sel’den bunları beklememişti. Kısa sürede görüştüğüm çok sayıda insan
benimle aynı düşünceleri paylaştıklarını dile getirdiler. İnsanların
düşüncelerini alıp, Feke’deki yapılan çalışmaları yerinde gördükten sonra Ahmet
Sel’i tebrik etmeden Feke’den ayrılmak istemedim.
Rabbim yar ve
yardımcın olsun güzel insan…
“Ah Hacın ah!
Ah Saimbeyli’m ahhhhhhhhhh!!!!!!!!!
02.06.2013
AHMET KAYTANCI


