20 Nisan 2013 Cumartesi

BİR BAYRAM, BİR ADAM


BİR BAYRAM, BİR ADAM
                Bayramlar, insanları anmak, hal -hatır sormak veya unuttuğumuz değerlerimizin hatırlanama anı olsa gerek… Bayramlarda olmasa robot gibi yaşamaya devam edeceğiz galiba…
Bu bayram değişik bir bayram yaşayalım istedim. Toplandık eş-dostla ilçenin en yaşlısının yaşadığı Tülü köyüne gittik. İyi ki de gitmişiz. Hayata anlam vermeye çalıştım. Hayat gerçekten uzun bir yol mu? Yoksa yaşadığımız an mı? Pek bilmiyorum ama hayat sanılığı kadar uzun olmasa gerekir. Gün gibi bir şey galiba… ya da yaşadığımız an gibi…
Tülü köyünde Çolak Mahmut adında bir adam yaşar. “Sana kim derler?” diye sorduğumda, “Bana Çolak Mahmut derler.” Dediği için ben de “Çolak Mahmut” diye onu anmak istiyorum.
Çolak Mahmut, tam delikanlılık yıllarını yaşadığı bir anda bahçesinde uğraşırken sol elinden yılan sokması sonucunda sol kolu pazusundan kesilmiş. O zamana kadar “Mahmut Erciyas” olan adı Çolak Mahmut’a dönüşmüş.
Her Perşembe pazarında yetiştirdiği ürünleri Pazar yerinde satarak geçimini sağlayan bu adamın hayat hikâyesini hep merak etmişimdir. Yolda-yolakta fırsat buldukça sohbet etmeye çalıştığım Çolak Mahmut’u evinde ziyaret etmek güzel olur diye düşündüm. Bu düşüncemi açtığım dostlar hiç itiraz etmediler. İki arabaya binerek Tülü köyüne gittik. Arabalarımızı köy yolunun bittiği yerde bırakarak bahçeler arasından yürüyerek Mahmut Emminin evine vardık.
Bizlerin geldiğinden habersiz olan Çolak Mahmut’u odun keserken yakaladık. Tek kolu ile kan tere batmış bir halde soba odunu kesmeye çalışan bu yaşlı adamın hayat hikâyesi, yaşadıkları ve dünyaya bakış açısı gerçekten incelenmeye değerdi. Hiç zaman kaybetmeden onu o halde fotoğrafladım. Sonra arkasından diğer fotoğraflar geldi.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder