19 Nisan 2013 Cuma

NE ZAMAN BELDE OLACAĞIZ?


NE ZAMAN BELDE OLACAĞIZ?
            Odamda muavinlerim ve bir misafirimizle oturuyoruz. Eli bastonlu yaşlı bir amca odama girdi. Oturtturduk. Hürmet ettik. Hal ahtır sorduk. Derdini dinledik.
            Amcamız Saimbeyli’nin Payamburnu köyündenmiş. Okulumuzda tahsil gören torunlarını da ziyarete gelmiş. Adı İbrahim Sarıca…
“Köyde sana ne derler?” Diye sordum.
“Apıkkâha İbram” derler dedi.
İbram Emmi 1927 doğumlu. Doğma büyüme Payamburnu köyünden. Yaş 80. Bir yerde 80 yıl yaşarsan orası sen, sen orası olmuşsun demektir. 
Tesadüf bu olacak ya birkaç gün önce Payamburnu köyünün Adana-Saimbeyli’den ayrılıp, Kahramanmaraş- Göksun ilçesine bağlandığını okumuştum. Hatta bir dost meclisinde, bu konuyu konuşmuş; 1920 yılında Saimbeyli’ye bağlı 60 köy varken şimdi köy sayımızın 1/3 oranında eksildiğini söylemiştim.
1920 yılında çıkan savaşta (Hacın) Saimbeyli yerle bir olduktan sonra, her ne hikmetse Saimbeyli sürekli kaybetmektedir. “Ne kaybetmektedir?” diye soracak olursanız: Ne kaybetmiyor ki? derim.
1958 yılına kadar Saimbeyli’ye bağlı bir belde olan Tufanbeyli, bu gün Saimbeyli’yi gölgede bırakacak gelişmelere sahip bir ilçe olmuştur. Edindiğim bilgiler doğruysa köy yollarının tamamı asfalt yapılmış, içme suyu gitmeyen köy kalmamıştır.  İyi de olmuş. Kıskanıyor da değilim. İnsanın insanca yaşayabilmesi, çağın şartlarına uygun her türlü hizmetin vatandaşın ayağına kadar gitmesi gerektiğini savunurum.  Tek isteğim Saimbeyli’nin de aynı oranda gelişmesidir. Gelişmişlik oranını tespit etmek için mutlaka başkaları ile kıyaslama yapmamız gerekiyor. Biz de komşularımızla kıyaslamak zorundayız. Komşu ilçelerimizle kıyasladığımızda kaybedenin hep Saimbeyli olduğunu görüyoruz.
Neler mi kaybetmiş? Küçük bir gezinti yapalım.
 1-Tufanbeyli ve köyleri büyüklüğünde bir toprağı Tufanbeyli’ye bırakmıştır.
2-Feke ilçemize bağlı Tapan bölgesi 1920 yılına kadar Saimbeyli’ye bağlıyken, bu gün Feke’nin en gelişmiş köyleri arasında yerini almıştır. Ayrıca daha sonraki yıllarda Saimbeyli Gedikli köyü de Feke’ye bağlanmıştır.
3-Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine önce Kazandere Köyünü vermiştik. Şimdi de Payamburnu Köyünü vermekteyiz.
4-Daha önceleri Kayseri-Develi ilçesine köy veren Saimbeyli bu konuda çok bonkör davranmıştır.
Neyse biz bu kısa bilgileri verdikten sonra gelelim Apıkkâha İbram emmiye…
Payamburnu’nundan İbram emmiyi bulmuşken Payamburnu’nun lafını etmeden duramazdım.
“Yeni kazanız hayırlı olsun İbram emmi “dedim.
“Olmasın” diye itiraz etti İbram emmi.
“Hayırdır İbram Emmi. Sen Göksunlu olmuyor musun?” diye sordum.
“Ben gitmem!” dedi İbram Emmi.
İbram emminin samimi ve doğal hali beni etkiledi. Tam bir Anadolu insanı... Ayağında kara lastik, elinde bastonu, belinde azığı, dilinde sözü… Ne sorarsanız içinden ne geliyorsa, eğilip bükülmeden, kıvırıp dökülmeden uluorta söylüyor. Oldum olası bu tür insanları severim ve sohbetini hiç kaçırmam. Baktım İbram Emmi olabildiğince doğal ben sordum o söyledi.
“İbram emmi, sen neden gitmek istemiyorsun Göksun’a?”
“İstemem Müdür! Biz orada el gibiyiz. Bizi kim tanır. Göksun kocaman yer. Herkes kuyrukta. Bir dairede işin olsa sıra sana gelene kadar akşam olur. Göksun da kendimi yadırgı gibi görüyorum.”
“Ama Göksun size yakın, köylü de hep Göksun’a bağlanmak istiyor. Sen neden karşı çıkıyorsun?”
“Onlar bağlansın. Ben bağlanmam. Saimbeyli’ye geldiğimde benim gidecek 10 tane evim var. Gösun’da kim var? İşte muhtarın işi, köylüden Göksun’a bağlanak diye para topluyor. Önce Angara gabul etmedi. Şimdi yine yollamışlar. Benim babam da mıhtarlık yaptı. Gösun’a bağlandı mı?”
“İbram Emmi, size Göksun’dan hizmet daha iyi gelecekmiş.”
“Niye, Saimbeyli’de hökümet yok muymuş? Oranın hökümeti başka mı? Ben bağlanmam Müdür!”
İbram Emminin bu mantıklı ve o kadar dobra sözleri karşısında ne diyeceğimi şaşırdım. Payamburnu’nun Göksun’a bağlanacağı kesin gibi görülüyor. Apıkkâha İbram emmi de böyle düşünüyor.
Ben de bir Saimbeylili olarak diyorum ki, vermedik bir şeyimiz kalmadı. Saimbeyli toprağının 2/3’ünü verdik. Saimbeyli’ye yapılacak olan Devlet Hastanesi’ni Tufanbeyli’ye, asırlardır PTT müdürlüğü olan Saimbeyli’deki müdürlüğü Feke’ye verdik. Yıllar önce şubesi bulunan Halk Bankası kökten kayboldu. 1939 yılında kendi elektriğini üreten bir ilçeyken şimdi; her yağmur yağdığında elektriğim kesilmesin diye nerdeyse, elektrik duasına çıkacak hale geldik. 1954 yılında yaptırılan merkez camisini tarihi eser sayarak, bakımsız halde bıraktık.  Tarihi eserlerin akıbetinden söz etmeye bile lüzum yok.
Kimse kusura bakmasın ama, ister istemez aklıma geliyor. Sahi biz ne zaman BELDE olacağız?!... Bu gidişle çok kısa süre sonra bizim adımız beldeler listesine eklenir ama ben yine de ne zaman BELDE olacağımızı merak ettim.
Neyse, belde de olsak biz yine buradayız. Apıkkâha İbram Emmi gibi…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder