19 Nisan 2013 Cuma

HEDİYE ALACAĞIZ


HEDİYE ALACAĞIZ
Dün sabah güzel bir olayla karşılaştım. Anlatmazsam duramam. Hele ipucu verirde vazgeçersem birileri çatlar. En iyisi anlatalım. Bir masumiyet hikâyesi…
 Bugün karneler verilecek. Herkeste bir heyecan… Bu hafta öğrenciler için en önemli günler başlıyor. Tatil! Yaşasın! Tatil demek sevinç demek… Öğrenciler bayılır buna. Hele karnelerde kırık not yoksa, dünya onların olur. Sevinçlerinden ne yapacaklarını bilemezler.
Dün sabah kapım çalındı. İki kız çocuğu. El ele tutuşmuşlar kapıyı zorla açtılar. Birinci sınıf öğrencileri…
-Ooooo hanımlar hoş geldiniz” dedim.
Kısık bir gülüşme… Kafalarını boyunlarının içine çekerek kıs kıs güldüler. Yanakları pembeleşti.
-Gelin bakalım. Derdiniz nedir?
Öndeki öğrenci.
-Öğretmenim, size bir şey söyleyebilir miyiz?
-Söyleyin bakalım.
Yine mahcup bir gülüş.
-Öğretmenim biz bir arkadaşımıza hediye almak istiyoruz.
-Ooo çok güzel. Demek arkadaşınızı sevindireceksiniz. Aferin size.
-Ama bir sorun var öğretmenim.
Sorun nedir?
-Öğretmenim, bizim paramız yok.
-Paranız yoksa nasıl alacaksınız?
-Siz verirseniz, biz alırız.
İşte burada koptum. Hadi gülmeyin. Çocuklar arkadaşlarına hediye almak istiyorlar. Paraları yok. Parayı okul müdüründen istiyorlar. Ya ben ölürüm bu masum duruşa.
-Peki, ne kadar lazım?
-İki milyon.
Arkadaki ilave ediyor.
-Eğer iki milyonunuz yoksa bir milyon da verseniz olur.
Tabii verdik çocukların dediğini. Ama düşündüm. Ben okul müdürümün kapısının önünden geçerken selama dururdum. Bunlar para istiyor. Bir şeyler değişmiş ama ne?
Bugün karne tatili... Salı günü kurban bayramı… Sizi çok seviyoruz çocuklar. Tatilinizde bayramınız da kutlu olsun.
Sevgilerimle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder