19 Nisan 2013 Cuma

BU GENCİ TANIR MISINIZ?


BU GENCİ TANIR MISINIZ?
ADI: MEHMET AYCI
Değerli hemşerilerim, siz Mehmet AYCI adını hiç duydunuz mu? Duymadıysanız biraz yardımcı olmak istiyorum. Bir yıl önce hemen hemen bütün televizyon kanallarında “ERZURUMLU KADINLARI KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ YAZI YAZDI” diye haberler yapıldı. Serhatlar diyarı bütün Erzurum’un insanları Mehmet AYCI’yı lanetlediler.
Haberi ilk duyar duymaz hemen bilgisayarımın başına geçtim. Mehmet Aycı ne yazmış? Diye araştırdım.
Mehmet AYCI yazdığı makalede diyordu ki; ““Mustafa Çetin Baydar anlatmıştı. Tren Erzurum’a geldikten sonra Yeşilçam’da artist olma heveslisi Erzurum kızları, trenle İstanbul’a kaçarlar, türlü maceralar yaşadıktan hatta çam dibine yatırıldıktan sonra, tabii artist olamadan ancak ‘kız gittim, kadın geldim’ havasında tekrar memleketlerine dönerler. Yeşilçam’a varmadan yolda belde İstanbul’da ikna edilenler ayrı, pişman olanlar da ayrı, film çevirmeye başlayanlar yandı gülüm keten helva hikâyesidir. Ve bu hikâyenin kaçış kısmı trenlidir. Gözünü sevdiğim memleketimde kaç kız bavulunu günler önceden hazırlayıp dağlar yakışıklısına kaçar gibi trenle artist olmak için kaçmıştır, bunun istatistiği yoktur, Allah bilir. Kaçanlardan artist olan var mıdır, bunu da Yeşilçam’ın insan hatıratısını çıkarmakla mesul sinema tarihçilerimize, ne sinema tarihçisi, özenti tarihçilerimize sorulmalıdır. Tren sadece kaçışa tanık olmuştur, vallahi de billahi de bu işte vebali yoktur.” Demektedir.
Yani Mehmet AYCI’ya biri bir hikâye anlatmış o da bu hikâyeyi yazmış.
Nelere mal oldu biliyor musunuz?
Mehmet AYCI Ulaştırma Bakanlığındaki görevinden oldu.
Mehmet AYCI bir şehrin lanetlisi oldu.
Sonunda Mehmet AYCI bir kitap yazdı. Kitabın adı “NASIL BİR KENTİN LANETLİSİ OLDUM” henüz kitabı bulup okuyamadım.
Benim asıl söylemek istediğim, Mehmet AYCI’nın kim olduğudur.
Mehmet AYCI bizim hemşerimiz. Saimbeyli’nin Değirmenciuşağı köyünde doğmuş, bin bir güçlükle okumuş ve kendi çabası ile bir yerlere gelmiş bir kardeşimizdir.
Olaydan sonra aylarca ona ulaşmaya çalıştım. Ulaşamadım. Medya denen canavar onu cendereye almıştı. Onun ne dediği, ne demek istediği çok da önemli değildi. Onun “YOK” edilmesi gerekiyordu. EDİLDİ. Ama o kendini savunacak bir güzel yürektir.
Ben ancak ona aylar sonra ulaşabildim. Konuyu yarım ağız sordum. Bana: ABİ BOŞVER” dedi. Ben de bir daha konuyu açmadım. Ama hep düşündüm. Çok sayıda kitaba imza atan Mehmet AYCI’yı benim memleketimim insanı ne kadar tanıyor. Onun kitaplarından kim ne kadar haberdar?
Mehmet AYCI, pırıl pırıl bir Anadolu çocuğu… Çok da güçlü bir kalemi var. Eminim bir gün Türk Edebiyatına önemli eserler bırakacak. Bizimde hemşerimiz. Ben onu çok seviyorum. Sizler de onu tanımaya çalışmalısınız.
Benden tavsiye… gerisi size ait.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder