20 Nisan 2013 Cumartesi

BİR NÜFUS SAYIMININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ


BİR NÜFUS SAYIMININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
            2009 yılı Türkiye nüfus sayım sonuçları adrese dayalı olarak açıklandı. Nüfusumuzun 72.561.312 olduğu görüldü. Bir önceki sayıma göre nüfusumuz binde 14,5 oranında artmış. Yapılan istatistiğe göre erkek nüfusun kadın nüfusundan fazla olduğu ve nüfusun yarısından fazlasının 28,5 yaşın altında olduğu anlaşılmış.
Deme ki biz hala genç ve dinamik bir nüfusa sahibiz.  Son günlerde gazete manşetlerini işgal eden ve herkesin espri ile karşıladığı Moğolistan’a rahatlıkla erkek nüfus ihraç edebiliriz. Buraya kadar ülke için baktığımızda her şey normal görülüyor.
Herkes olaya bir yönden bakar ya; ben de nüfus sayım sonuçlarını incelerken kendi ilçemin nüfus sonuçlarına baktım. Bir de ne göreyim. Her yerde nüfus artarken bizim ilçe nüfusu azaldıkça azalmış. Hatta öyle azalmış ki Adana’nın ilçe merkezinde yaşayan en az nüfusuna sahip birinci ilçe olmuşuz.  Acaba yanlış mı görüyorum diye bir defa daha baktım. Yok, vallahi doğru... Biz Adana’nın ilçe merkezleri arasında en az nüfusa sahip ilçesiyiz. Topu topu nüfusumuz  (3.952) yanlış duymadınız. Üç bin dokuz yüz elli iki.  Ceyhan’ın Sarımazı köyü biraz daha gayret etse eminim bizi geçecek. Onun da nüfusu  (3.898)  bizden sadece 64 eksiği var. Biz ilçeyiz onlar köy!
Şimdi diyeceksiniz ki bunun ne önemi var?
Nüfus sayım sonuçlarına bakarken benim aklıma bir zamanlar bizim köyümüz olan Payamburnu köyünden Apıkkaha İbrahim Amca geldi. Garibim Payamburnu köyümüz Kahramanmaraş’ın Göksun ilçesine bağlanırken yayan yapıldak düşüp yollara taaa Payamburnu köyünden Saimbeyli’ye kadar yürüyerek gelmiş ve benim kapımı çalmıştı. O babacan ve Anadolu insanı yapısıyla: “Hocam gurbanın olum, buna bir çare bulun. Ben Gösunlu olmak istemiyorum” demişti. Vay İbram Emmim vay! Senin duyarlılığını ben başkalarından bekledim ama ne seni, ne de beni bir duyan olmadı. Senin köyün apar topar Göksun’a bağlanıverdi. Senin adına konuştuğum kişiler de “ilçemize çok uzaktı. Hizmet götüremiyorduk,” diyerek işin içinden çıktılar.
Bazen tarihi geçekleri bildiğime öyle kızıyorum ki, keşke bilmeseydim. Keşke okumasaydım. Keşke araştırmasaydım… 1920 yılında bölgenin en büyük ilçesi olan Saimbeyli (Hacın) maalesef 2010 yılında bölgenin en küçüğü oldu. Şunu rahatlıkla görebiliyorum. Eğer küçülmemiz bu şekilde devam edecek olursa, çok değil 15 yıl sonra “Saimbeyli Köyüne Hoş Geldiniz!” tabelasını asarız.
En iyisi “Hacın Oldu Kanlı Kuyu” kitabımda da yer alan bir tarihi vesika ile sizi baş başa bırakayım. Değerlendirmeyi de siz yapın…

ADANA VİLAYETİ SALNAMESİ
14–415 (1909)

HACIN KAZASI

            Hacın kasabası 7 nahiye ve 60 karyeye ve merkezi olan Hacın kasabasında 16 mahalleye munkasımdır. Kasaba bir dağın göğsünde vakıadır. Şark ve garbı cihetlerinden Kötün, Çatak namlarıyla 2 çay gelip 10 dakika mesafede cenubiyesinde buluşarak ve Hacın suyu namını alarak bayağı bir nehir olup 3 saat, burada da Göksu’ya karışır. Bu iki çayın bir çeyrek ve bir saat mesafelerindeki membalarından karşısında olan kabiliyet hesabiyle her yanda munkasım olarak kasaba deresinde bostan bahçe yetişir ve değirmen bu çayların üzerinde 4 kergir 9 ahşap köprü vardır. Mevki dağlık olduğundan ziraatleri mahsulünü beslemez derecede ve hatta kasaba bile istenildiği kadar edilemeyip bir hanenin gezinti havalesi aşağı taraftaki hanenin damı olmayla pek sık bir halde kalmıştır.
            Bu kasabanın hudutlarında vakıa “ŞAR” nam karyede taştan mağmül cisim cisim yekpare, yekpare tarzında gayet murahashane ve kilise ve manastır ve hamam ve tiyatro mahalleri gibi asar antika ve bu güne mümessil birçok eziya ve türlü türlü menkus ve yazılı antikalar bulunmasına binaen bu karye mahalli bundan 2000 sene kadar mukaddim bir şehir olduğu istidal olunur…
            Aseri antikadan olarak nüfus kasabada kale kilisesi namıyla bir kilise ve Kötün nahiyesinin Venk karyesi civarında Kostagen namıyla bir kale ile eski bir bina eseri ve Gürleşen nahiyesinin Himmetli karyesi garbında Sis deresi üzerinde “Kanlı Kuyu” namıyla dahi bir kale ve Yağbasan nahiyesinde Kaleboynu karyesinde dahi bir kale ve dahi kasabada daha bazı ufak tefek hayli asarı antika mevcuttur.
            Lakin bağları mağmur ve pekmez ve şarap mahsulleri buralarca mubaddel ve meşhurdur.
            Kasabaya 4 saat mesafedeki kurcan dağında gümüş ve iki saat bağdar da demir madenleri olduğu gibi her cihette bakır vesaire damarları bulunur.
            Bu kasabada 9 cami ve mescit 2 medrese 1 rüştiye 1 Protestan milletine mensup kız mektebi 2 sıbyan mektebi 1 manastır 7 kilse 10 Hıristiyan mektebi 200 dükkân 4 fırın 3 han 6 testi fırını 1 hamam 1 debbağ hane 69 bahçe 2500 bağ mevcuttur.
            3 yüz bin dönüm ormanlık alan vardır.
            Kasabada Doğanlı karyesinde Dede Bilal, 2 saat mesafede Mürsel Dede Akoluk karyesinde 3 oğlan, Yağbasan karyesinde cami ve ziyaret vardır.

NÜFUS Hıristiyan:  10937 Müslüman:13026


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder