KIZLAR HAMAMI
“Anam elimizden tutar, bizi
Kızlar Hamamı’na götürdü. Bir güzel yıkardı. Evimiz hamamın hemen yanındaydı.
Az ileride de mektep vardı.”
Bu cümleleri ben duyalı kim bilir
kaç yıl oldu? Kırk yıl oldu desem, belki de az demiş olurum. Ama eminim ki kırk
yıldır kulaklarımda çınlar durur. Zaman
zaman Kirkot’a doğru yürüyüp Kızlar Hamamı’na gözlerim takıldığında babamın
sözleri hemen aklıma gelir. “Anam
elimizden tutar, bizi Kızlar Hamamı’na götürdü. Bir güzel yıkardı. Evimiz
hamamın hemen yanındaydı. Az ileride de mektep vardı.”
Babamın çocukluğu Hacın
(Saimbeyli) İslam Mahallesi’nde geçmiş. O zaman (1920 öncesi) Hacın’da sekiz
mahalle varmış. Bu mahallelerin
yedisinde Ermeniler, birin de de Türkler yaşarmış. Ermeni mahalleleri; Topçu, Kalender, Kırım,
Tılısım, Mankır, Protestan ve Katolik diye adlandırılırken tek Türk
mahallesinin adı İslam Mahallesi olarak adlandırılmış. Hacın’da bir cami, bir de hamam varmış, o da
İslam Mahallesi’nde…
“Mahallenin adı İslam olur da hamam
ve cami olmaz mı?” diye düşünebiliriz. Maalesef günümüzde Muhammet ismini
taşıyıp da her türlü melaneti yapanlar olduğu gibi, bizim ilçemizdeki İslam
Mahallesi’nde şimdilerde ne cami var ne de hamam… Elimizden gelse eski
kiliselerden birini restore edeceğiz ve halkın ibadetine açacağız. (Neyse, biz
bu konuyu başka bir yazımıza bırakalım ve esas konumuza dönelim.)
Hamamın İslam Mahallesi’nde
olması bir tesadüf olmasa gerek. Çünkü dünya da kabul eder ki hamam, Türk
kültürünün asli unsurlarındandır. Babamın olduğu gibi benim de çocukluğumda
ilçemizde bir hamam vardı. Benim de anam elimden tutar, hamama götürür, iyice
bir keslerdi. Şimdi anılarda kalan o güzelim gelenekleri iyiden iyice
unutmuşken, geçenlerde birkaç tarihçi misafirimle birlikte Kirkot’a gittim.
Tabi Kirkot’a gidip de Kızlar Hamamı’na uğramamak olur mu? Kızlar Hamamı
Saimbeyli’de ayakta kalabilen tek tarihi Türk İslam eseridir.
Gezmeyi, gezdiğim yerlerde tarih
ve doğa kokan mekânları ziyaret etmeyi çok severim. Her ziyaret ettiğim tarihi
eserden ayrılırken beni bir hüzün sarar. Çünkü dünyanın neresine giderseniz
gidin, herkes tarihi eserleri yaşatabilmek için ellerinden ne gelirse
yapmışlar. Biz ise tarihi eserleri yıkmayı bir marifet saymışız. Hep düşünürüm,
Saimbeyli merkezde kala kala iki elin parmakları kadar tarihi eser kalmış,
bunları korumak, yaşatmak, restore etmek bu kadar zor mu?
Bence çok da zor değil. Zor olan,
ona inanan yürekleri bulmak. Yıkmak yerine yapmayı kendisine düstur edinen
insanları yetiştirmek. Bir Anadolu evladı çıksa da, şu Kızlar Hamamı’nı restore
ettirse, analar çocuklarının ellerinden
tutup onları Kızlar Hamamı’na götürse. Hadi razıyım çimdirmesin. Hiç değilse
bir aile çay bahçesine dönüşsün, analar çocuklarına tarih kokan mekânlarda
ebelerinden, dedelerinden duydukları onların çocukluk hikâyelerini anlatsa…
Bende ne
hayalperestim ha.
“Anam
elimizden tutar, bizi Kızlar Hamamı’na götürdü. Bir güzel yıkardı. Evimiz
hamamın hemen yanındaydı. Az ileride de mektep vardı.”

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder